18 Aralık 2008 Perşembe

gönlümüzün kuşları

karanlık
ve bir yanım aydınlık
ne zaman ışığı görsek yanar
yandığım vakit kaçardık
en gizemine varır
mısraları yok eder
devrik cümlelerde sallanır
noktasız eylemler sonucu
işteş fiiller yapardık
ötüşmek mesela
konuşmak
iki kişi lazımdır bunlara
öpüşmek ve
en güzelinden sevişmek
yağmurlarca yıkardık ruhumuzu
güneşe asar
buludları öldürür
gökkuşaklarını
ve gökkuşlarını yaşatır
yaşamı beleş satardık
sonsuzluğun mavisi elbise
soğuklar ısınmak için bahane
gecelere ne şahane
işteş fiiller katardık
bir de gönlümüzün kuşları
öldürdük mü yoksa onları
Hüseyin MAVİCE

17 Aralık 2008 Çarşamba

sen sahilime vurmuşsun

yakamozlar vuruyor denizlerime
dalga dalga köpürüyorum sana
beş rüya görsem dördü sen
diğer birinde biriz senle ben
şimdilik daha iyi olur bilmesen

gündüzlerce uzanırsın dizlerime
siyah saçlarına geceyi asarız
defalarca bulutların üstüne çıkar
ardınca cigara yakar
sonra sarılıp yatarız

değince gözlerin gözlerime
sen sahilime vurmuşsun
yakamozlar denizlerime

Hüseyin MAVİCE

20 Kasım 2008 Perşembe

kadınlar kadın gibi koksa

erguvanlar çiçek çiçek açsa
bahar gelse yeniden
sellerimiz olsa yağmurlar
kendi içimizden taştığımız
kadınlar kadın gibi koksa
tüm mahremleri öldürsek
ve ölmesek hiç
bir deniz kadar
koklamaya doymasak
içimize çekerken
içimizden çıksak

erguvanlar çiçek çiçek açsa
o ölümsüz denizlerde yunsak
dudaklar dudaklarla buluşsa
koyun koyuna uyusak
ayrılmasak hiç
sözümüzden dönmesek
ve hiç ölmesek

Hüseyin MAVİCE

fahişenin kasıklarındaki ter kokan aşk

yine yağmur yağmalı diyorum gönlüme
yine yağmur yağmalı
bir fahişenin kasıklarındaki
ter kokan aşk
başka bir tende doğmalı
ve doğmalıyım yine
ve de avunmalı
ıslaklıkta yaşlanmış bu ruhu
başka bir tenle yakmalı
söylemeliyim yine
o eskimiş şarkıları
yenilenmeliyim bir de
ve yenilmeden olmalı

tekrardan uslanmalı
başımı öne eğip
bir güzel gönle değip
işte ölüm bu olmalı

fahişenin kasıklarındaki aşk
başka bir tende doğmalı
ve gönlüme yine yağmur yanmalı

12 Kasım 2008 Çarşamba

bir zerre acı

Bir zerre acı sudan daha tatlı
Yelkenimsi bir saat geçti yanımdan
Dakikalar kovaladı saniyeler yakaladı
Akrep soktu yelkovanı ve çaldı
Bir zerre acı sudan daha tatlı
Üzerime yürüyor duvarlar gündüz gece
Tuğlalar uçuyor üzerime kanatlı
Sonrası haklı haksız yaralar
Kan akmasını sonsuza sürdürmece
Bir diğer gerçek benim dışım
Okuyorum ruhumun yarısını hece hece
Fişledim yazdım kaybettim
Ne öfke kaldı bende ne hışım
Sabrettim yalnızca sabrettim
Yelkovan akrebin gerisine düştü
Tuğla düştü duvar düştü bina düştü
Zaman bir adım gerisinde kaldı hayatın
Tek gerçek benim dışım
Ve tadı olan tek şey
Bir zerre acım

Hüseyin Mavice

geçmiş

geçmiş
kara bir yılan gibi çevremdesin
kuyruğun dolanıyor zihnime
ve kana buluyorsun beynimi
kirletiyorsun benliğimi
her nasılsa buluyorsun
en zayıf yönlerimi
oysa her daim yeni bir ben
ve geçmiş

geçmiş
bırak beni
ve sonra tut ki ellerimi
kurtulayım senden
öldür
ve sonra yaşama döndür

geçmiş
bırak beni
tut ki kurtulayım senden
oysa ellerim zamandır benim
ve mekan dürülmüştür kollarıma
dünya sandığın yer
hayallerin sanrı olduğu yer
ki tanrı da öyle birşeydir

geçmiş
tut beni,
ki düreyim şimdiye
geleceği
geçmiş yapmak için
bırak beni

Hüseyin Mavice

saat

saat
atmış dakika
dedim atmasın
katmasın zamanı yarına
zaten zor
yaşamak
rahat olsa bile
bir saat

Hüseyin Mavice

zümrüdü anka

doğuyorum küllerimden
gerekse de
en başa dönmem!
ellerimden
bir tutam dökülenden
gerçekse de
yanmak ölürken
doğmam için gerek
ölmem!
yana yakıla varoldum
doğdum ben ölürken
gerekse de
en başa dönmem!
doğuyorum küllerimden

Hüseyin Mavice

yaşamak:uçmayı bilmek

bir kurşun at
kırılsın kuşun kanadı
kuş ki ömrünü adadı
uçmaya
varmaya ne kaldı
vurmaya
at bir kurşun at
heybetlendi
tiksindi sonra
ve silkindi
bitir öldür ki
dönsün
dönmek ömre
geri girmek
bilmektir bilmek
ki neyi sorma diye
söylemek
zaman zor
zordu yaşamak
yaşamak uçmayı bilmek
heybetli
o zaman
bir kurşun at
bu zaman

Hüseyin Mavice

yakamoz

duyuyorum
anlıyorum
anlatamıyorum
dalgalanıyor deniz
ben denizle sohbet ediyorum
kıyılarını dövüyor evlerin dalgalar
o evlerde kimbilir ne kavgalar
ne yaşamlar ne sevgiler
ne sevişmeler kimbilir
ne ihanetler var
dinlersen birşeyler söylüyor dalgalar
dalgalar ki dilidir denizin
deniz konuşur her daim
anlamayı bilirsen
dalgayı bilirsin
anlamayabilirsin
o zaman dirilirsin

duyuyorum
anlıyorum
anlatamıyorum
titreşiyor deniz
deniz rahim
deniz tüm kainat
ve bilinmez şimdilerde
denizde can bulmuştu hayat
geçmişi geleceği yok etti
birleyiverdi herşeyi
herşey dediğin sonra görülür
sade bir titreşimdi
altı vakitte dalgalandı
ve varoldu deniz
denizi var sandın
aslı yakamoz idi

Hüseyin Mavice

sandıklarım

Ah sandıklarım
içinde yandıklarım
Cehaletimin asıl kaynağı
Bildiğimi sandıklarım
Varlığının yokluğunda
Yokluğuma vardıklarım
Geçti uzun yıllar
Hiç yoktu ki zaman
Bu yanılsama içinde
Varlığına kandıklarım
Yokluklarını varlığıma kattıklarım
Varlığımı içinde yaktıklarım
Ah sandıklarım
içinde yandıklarım

Hüseyin Mavice

ömür

ömür
dikil
bitir
nedir
ömür

sorsam söylenir mi
söylesem bilinir mi
bildirsem dirilir mi

neden dersen
çünkü ömür ancak
ölümle bilinir

Hüseyin Mavice

dönüm

doğum
yaşam
ölüm
nasılı nasıl yapandır
dönüm
niçini zerre bilen
kesret yoklukta
zaman hasrette
rüşvet bitapda
heyhat ki ölüm
çok yaşam
hiç doğum
varsan
yaşam
yoğum

Hüseyin Mavice

dalga

dalga
ki yaşamaktır aslında
gidip gelmelerin biri
doğumdur ölümün farkına
farktır ne eksik ne fazla
hayat varolmanın kiri
dir aşka bir gir
sen var da
herşey 'or' da

Hüseyin Mavice

dudaklarını okurum ben senin

sessiz sinemaları bilir misin
hani hareketle anlatıldığı herşeyin
bir dokunuşla sevginin
sıcak gülüşle ilginin
ve bakışlarla nefretin
anlatıldığı filmleri sevgilim
ki sessiz filmimsin sen benim
şimdi ise bu sessiz gecelerde
dudaklarını okuyorum ben senin

Hüseyin Mavice

deli rüzgarlarına vurgun olduğum kadın

En kuytu yerlerinde gizli tadın
Kimsenin görmediği
Benim bildiğim
İçimde saklıdır adın
İçim dedimse yerdir
Seni sevmeyi öğrendiğim
Deli rüzgarlarına vurgun olduğum kadın
Saçların sürgün yerim
O öyle bir yerdir ki
Ab-ı hayat içtiğim
Benim dışım senin için
Tek bi yol gidip geldiğim
O öyle bir yoldur ki
Yaradılıştan bildiğim
Uğrak yerlerim de olur
Tepeleri tavaf eder
Çukurlarda gömülürüm
O öyle bi çukurdur ki
Diriliştir sanma ölürüm
Ne mukaddes ovaların var
Ağzımla hasat ederim
Birikir de birikir mahsulum
Tohum olur tekrar ekerim
Deli rüzgarlarına vurgun olduğum kadın
İçimde saklı adın
Kimsenin görmediği
Benim bildiğim
En kuytu yerlerinde gizli tadın

Hüseyin Mavice

çiçek kadar çıplak olmak

Ah bu açılmışlığın yok mu gül gibi
Çiçek gibi koklamaya doyamadığım
İçmişliğim var ya hani seni
Bir arı gibi senden bal yapmışlığım
Taze hava gibisin enfes
İçine düştüğümde çıkan ses
Gök gürlerdi sanki geceleri
O bitmeyen sabahlara dek
Denk gelirdim elbet
Yağmur olup yağardım
Bardaktan boşalırcasına
Denizin en güzel yerine dek
Kabarırdı okyanuslar coşardı
Doğmayacak çocuklarımızı öldürürdün
Ve gözünden iki damla yaş akardı
Tüm günahların için
Elbisen olmazdı senin hiç
Yoksuldun hep benim yanımda
Ve bir çiçek kadar çıplak
Seni tanrı yaratmış olmalı mutlak
Doğayı severdim çiçek açmasını
Kopça açmasını iyi bilirdim
O iki parçayı da attıkmıydı
Gerisini getirirdim
Üşüme diye yanaşırdım
Hep istekliydin sırnaşırdın
Ah bu açılmışlığın yok mu gül gibi
Fısıldayarak konuşman geceleri
Hiç bitmeyen bir kez dahalar
Delirtiyor beni

Hüseyin Mavice

tay

atımsın
kadınımsın
kaç atımlık canım varsa
o kadarlık yarımsın

10 Kasım 2008 Pazartesi

gözlerimiz buluştuğu zaman

bir bakarsın ölürüm
yaşanmaz olur zaman
gözyaşlarıyla örtünür
ıslak tenime gömülürüm

bir gülersin hayat bulur
yaşamayı daha bir severim
gökkuşağı daha renklenir
daha beyazdır tüm bulutlar
ve tüm hayaller pembe
seni daha bir severim
acılarım son bulur

bir bakarsın dirilirim
al yanaklarında uzanır
o küçük ağzında uyurum
ne zaman kaşına gelsem
seyre dalar bi dururum
yaşam pınarıdır gözlerin
içmeyi de bilirim

bakmasan zaten ölürüm
gülmesen yaşamın ne anlamı var
gözlerimiz buluştuğu zaman
bir güzellik yap deli yar

Hüseyin Mavice

gün seninle başlar

gün seninle başlar
güneş doğmaz sen uyanmasan
dünya sen varsın diye dönüyor
bilesin
çiçekler sana kokmak için açarlar
bilmezsin
hiç eline çiçek aldığını da görmedim
tıpkı tutmadığın gibi ellerimi
oysa o eller senin içindir yar
bilmezsin seninle biter ben
gün seninle başlar

Hüseyin Mavice

hangi ölüme kefendir gözlerin

hangi ölüme kefendir gözlerin
dudaklarında ab'ı hayat içen kimdir
şimdi oysa onlar bana tabut
sen ki benim ilham perimdin
bütün mısralarım daha çoğul
şiirlerim hep eksik artık
belki ölüm bir umut
hangi kalem lanetler yazdığını
kimbilir ki sensizlik uçurumunu
ruhun kendi içine girdabıdır
bir yokoluş
daha haysiyetsizdir ölümden
bedenin canlı kalır fakat
ruhun uçmuş
hangi ölüme kefendir gözlerin
o cesedde varolan yoksa
ben miyim

Hüseyin Mavice

hayal bulutları

uyan
ey gözlerine vurgun olduğum
gözlerin ki gecedir senin
içindeki yıldızları ben görürüm
bilmediği kimsenin
hayal bulutlarına
resmini çizdiğimsin sen benim
uyan ki
yıldızlara dokunabileyim

Hüseyin Mavice

iki elim kadar belin

iki elim kadar belin
zaten büyüktüm
senle devleşiyor heryerim

Hüseyin Mavice

iki kaşın arasında ölmek

gülüşün yaşatır beni
olmasa bilmem ne yaparım
görmesem seni
iki kaşın arasında ölürüm
gözlerin hayat verir
dirilir
seni tekrar görürüm

Hüseyin Mavice

lalelerden kan akar

sevdiğim

bilirim sen bir incisin

o verdiğim laleden

beli incesin

varsa bildiğim şu zamanlar

lalelerden kan akar

söylenince yalanlar

Hüseyin Mavice

güneşin ardındaki gerçek

bilmiyorsun
seni görmek hayali ile yaşıyorum
dalga dalga köpürüyor deniz
seni köpükler adedince seviyorum
sevmiyorsun
güzelim sen bilmezsin
ne zordur oysa sensiz yaşamak
bir bana sor onu
bir de güneşin ardındaki gerçeğe
öyle bir gerçek ki
doğruluğu yeter herkese
seviyorum
oysa sen bilmezsin şimdi
tüm şimdileri öldürdüm sende
tek bir gelecek hayali senle
bilmiyorsun
seviyorum
sevmiyorsun

Hüseyin Mavice

sen bir çiçeksin

sen bir çiçeksin
en güzel bahçelerden derlediğim
ellerin gül kokuyor
ki güzeldir ellerin
kimsin sen
sen misin
yıllardır beklediğim
eğer sensen söyle ki
ben de bileyim

Hüseyin Mavice

sen yoksan ölüm var

şimdi sen bilmezsin
ölüm ne kadar yakındır bana
oysa hayatım sensin
sen uzaksan
ve sen uzaksın
ölüm yakındır bana
üstelik yaşam sensin
sen şimdi bilmezsin

Hüseyin Mavice

su gibisin

su gibisin
huzur serpiyorsun yüreğe
bereketlisin bir de
gözlerim gözlerine değdiğinde
çoğalıveriyor bütün hislerim
narin ellerin
zarif bedenin
bir ömre bedelsin
su gibisin
ve bir ömre değersin

Hüseyin Mavice

trinity

kapı
bir açıklık
bir oluş
bir kapalılık
ardı sıra birşeyin

kilit
bir boşluk
bir sorun
bir yokluk
içi sıra birşeyin

anahtar
bir varlık
bir çözüm
bir sır
dışı sıra birşeyin

Hüseyin MAVİCE